Laktozsuz Diyet & Laktozsuz Beslenme
Laktozsuz beslenme, laktoz intoleransı olan bireyler için uygun bir seçenektir. Laktoz, sütte doğal olarak bulunan bir şekerdir ve vücuttaki laktaz enzimi azaldıkça sindirim sorunlarına neden olabilir. Laktozsuz beslenme, laktoz hassasiyeti…
Emziren Anne Diyeti
Emziren Anne Diyeti, bebeğin sağlıklı gelişimi ve annenin kendi sağlığı için kritik bir rol oynar. Bebekler, anne sütüyle gerekli besinleri alırken, annelerin de doğru ve dengeli bir beslenme programını benimsemeleri…
Diyabet Diyeti ve Diyabetik Beslenme
Diyabet, vücutta insülinin yetersiz salgılanması veya etkili kullanılamamasına bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Tip 1 diyabet genellikle çocukluk döneminde başlar ve insülin kullanımını gerektirir. Tip 2 diyabet ise genellikle yetişkinlerde…
Selülit Diyeti
Selülit diyeti, vücudunuzdaki yağ birikimini azaltmaya yardımcı olabilir ve cildinizin daha pürüzsüz görünmesine katkıda bulunabilir. Selülit, birçok kadının mücadele ettiği bir sorundur ve bu durumun üstesinden gelmek için beslenme alışkanlıklarınızı…
Karaciğer Yağlanması Diyeti
Karaciğer Yağlanması Belirtileri: Karaciğer yağlanması başlangıçta belirti vermez, ancak ilerledikçe şu belirtiler görülebilir: Hızlı Kilo Kaybı: Karaciğer yağlanmasıyla birlikte metabolizma sorunları yaşanabilir, bu da hızlı kilo kaybına neden olabilir. Ağrı…
Bağışıklık Sistemi
Bağışıklık sistemi, vücudumuzu çeşitli enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı koruyan karmaşık bir savunma mekanizmasıdır. Bu sistemin sağlıklı işleyişi, zararlı mikroorganizmalarla mücadelede ve vücudun iyileşme süreçlerinde hayati öneme sahiptir. Bağışıklık sistemi, birçok…
GGT Nedir? GGT Kaç Olmalıdır?
GGT (Gama Glutamil Transferaz), karaciğer ve safra kanallarında bulunan bir enzimdir. Kan testlerinde GGT seviyelerinin ölçülmesi, karaciğer ve safra yollarıyla ilgili sağlık durumunu değerlendirmede önemlidir. Bu makalede, GGT'nin ne olduğunu…
Selülit Nedir? Nasıl Geçer?
Selülit, cilt altındaki yağ hücrelerinin lifli bağ dokularına sıkışması sonucu oluşan bir cilt durumudur. Genellikle kalça, uyluk, karın ve kollar gibi bölgelerde görülür. Selülit genellikle ciltte portakal kabuğu görünümüne benzer…
En Etkili İdrar Söktürücü Besinler Nelerdir?
Vücutta su tutmanın nedenleri çeşitli faktörlere bağlıdır. Ödem, protein eksikliği, karaciğer veya böbrek hastalıkları, açlık, tümör hastalıkları gibi içsel etmenlerden kaynaklanabileceği gibi, dış etkenlere bağlı olarak da gelişebilir. Diüretikler, vücutta…
Gece Yeme Sendromu
Gece yeme sendromu, gece boyunca kontrolsüzce yemek yeme durumunu tanımlar ve sıklıkla kilo alımı ve sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu durum, beslenme alışkanlıklarını etkileyerek kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.…
Bizleri rahatsız eden bir çok hastalığın aslında sebebinin beslenme şeklimiz olduğunu ve yine tedavinin hastalıklarda diyet olduğunu biliyor musunuz?
Bireylerin kilogram, yaş, boy, hastalık durumu, beslenme alışkanlıklarına göre diyeti düzenlenir. Bireylerde ağırlık yönetimi, yeme bozuklukları, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, diyabet, kanser, gastrointestinal sistem hastalıkları, böbrek hastalıkları,nörolojik hastalıklar gibi hastalıklarda beslenme programı değişiklik gösterir.
Buna ek olarak bireylerin yaşayabileceği hastalık semptomlarına göre bazı besinlerin tüketilip tüketilmemesi konusunda doktorundan veya diyetisyeninden öneri alması gerekmektedir. Ameliyatlar sonrasında da beslenme düzeninize dikkat etmeniz gereken durumlar değişiklik göstermektedir.
Hastalıklara Göre Beslenmenin Önemi Nedir?
Herhangi bir sebepten dolayı herhangi bir hastalığın ortaya çıkması durumunda iştah üzerinde doğrudan etki oluşur. Genelde kişinin iştahı kesilir ve besin tüketmekten uzak durur. Bu yanlış bir davranıştır. Özellikle hastalık dönemlerinde vücudun bağışıklık sistemini güçlendirecek şekilde beslenmek çok önemlidir.
Vitamin ve mineral takviyesi yapmak, bağırsakları zorlayan yiyeceklerden kaçınmak hastalık anında veya sonrasında konforu artırmakta; hastalığın iyileşme süresini de kısaltmaktadır. Her hastalığın kendine özgü bir beslenme düzeni bulunur.
- Solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ılık gıdalar tüketmek, meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek, gerektiği durumlarda da vitamin ve mineral takviyeleri almak gerekmektedir.
- Beslenmenin çok önemli olduğu bir diğer alan ise sindirim sistemi hastalıklarıdır. Tüketilen besinlerin sistem üzerindeki etkisi doğrudandır. Örneğin gastrit, ülser gibi hastalıkların belirtilerini beslenme alışkanlıklarını değiştirerek azaltmak mümkündür.
Sonuç olarak, hastalığın türüne ve etki düzeyine göre beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi olumlu bir yönelimden ziyade mecburiyettir. Hasta olan birey, tedavi süresi boyunca vücudunu desteklemek zorundadır.
Hangi Hastalıklarda Diyet Uygulanmalıdır?
Hastalıklarda uygulanan doğru beslenme ve diyet programları çoğu ilaçtan daha etkili ve sonuca yöneliktir. Hastalıklarda diyet ve beslenme düşünüldüğünden daha önemli bir konudur. Sağlığımızı stabil hale getirmek ve korumak için tedavilerin diyet ile desteklenmesi şarttır.
Böbrek hastalıkları, kalp hastalıkları, çölyak hastalığı, metabolik rahatsızlıklar, nesin alerjileri, hiperlipidemi, hiperkolesterolemi, diyabet ve obezite gibi hastalıklarda diyet uygulanabilmektedir.
Bu tür hastalıklarda elbette ilaç tedavisi uygulanmak zorundadır ama bu tedavinin yanında uygun bir diyet ve beslenme biçimi uygulamak daha sonra hastalığın tekrar ortaya çıkma riskini azaltacaktır.
Hastalık Beslenmesinde Vitaminlerin Önemi Nedir?
Yediğimiz tüm besinlerden vitamin ve mineral alımı yaparız ama bazı hastalıklarda diyet uygularken bu vitaminlerin daha fazla alınması büyük önem taşır.
Hastalıklarda diyet yaparken hangi vitaminlerin neye iyi geldiğini bilmek gerekir. Şimdi hangi vitaminin hangi hastalık üzerinde etkisi var göz atalım:
- A Vitamini: A vitamini bağışıklık sistemini güçlendiren önemli bir vitamindir. Yaşça büyük kişilerde enfeksiyonların önlenmesini sağlar. Kemik ve bağışıklık hastalarında bolca A Vitamini takviyesi almak gerekir.
- B Vitaminleri: B vitaminin farklı türleri vardır ve her biri hastalıklarda diyet uygularken farklı faydalar sağlamaktadır. B vitamini genel olarak bağırsak bakterilerini yok etmektedir. Enerji artışını, yeni hücrelerin oluşumunu ve proteinleri sentezlemesi ile sindirim sistemi hastalığı olanlar için büyük önem taşımaktadır.
- Özellikle B12 herkes tarafından bilinen zihinsel gelişimi destekleyen ve unutkanlık, uyku problemi ve bilişsel güç zayıflamasını ortadan kaldırmak için alınmalıdır.
- C Vitamini: C Vitamini vücutta kolajen artışını sağlayan herkes için çok faydalı bir vitamin türüdür. Yaraların iyileşmesi, kemiklerin sağlamlaşması ve diş rahatsızlıkları için kullanılmaktadır. Bu şekilde bağışıklığında kuvvetlenmesini sağlayan C vitamininin kış aylarında bolca tüketilmesi gerekir.
- D Vitamini: D vitamini yaz aylarında güneş ışığından dahi alınabilen ve kolay sentezlenen bir vitamindir. D vitamini kemik rahatsızlığı olan kişilerde kullanılmaktadır.
- E Vitamini: E vitamini kalp rahatsızlıklarında takviye olarak diyete eklenmesi gereken vitamin türüdür. Kalp krizi riskini ve prostat kanseri risklerini azaltmaktadır. Antioksidan etkisi gösterir.
- K Vitamini: Kan sağlığı için gerekli bir vitamindir. K vitamini eksikliği osteoporoz ile yakından ilgilidir. İskelet sağlığının korunması ve güçlendirilmesi için takviye olarak diyette tüketilmelidir.
Hastalık Beslenmesinde Probiyotiklerin Önemi Nedir?
Vücudumuzda iyi ve kötü bakteriler vardır. Enfeksiyon rahatsızlığı yaşadığımızda bunun sebebi kötü bakterilerdir. İyi bakteriler ise bu dengenin sağlanması için kötü bakterileri ortadan kaldırmaya çalışır. Probiyotikler ise hastalıklarda beslenme rutinine eklenmesi gereken ve iyi bakterilerin çoğalmasını sağlayan faydalı besinlerdir.
Vücudumuz için faydalı olan bakteriler çoğunlukla kalın bağırsaklarımızda olsa da birkaç farklı yerde daha yaşayabilirler. Ağız, cilt, akciğer, idrar yolu ve vajina da olabilen bu iyi bakterilerin artmasını sağlamak için hastalıklarda beslenme diyetimize probiyotiklerin eklenmesi çok önemlidir.
Probiyotiklerin veya vücudumuzda kendiliğinden gelişen iyi bakterilerin ortak amacı vücutta sağlıklı bir denge sağlamaktır. Hasta olduğunuzda kötü bakterilerin sayıları artar. Bu durum vücudun dengesini bozar ve iyi bakteriler bu bakterilerle savaşarak daha iyi hissetmenizi sağlar.
Probiyotik takviyesinin işe yaradığı hastalıklar şöyledir:
- İshal
- Kabızlık
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Egzama
- Maya enfeksiyonları
- İnflamatuar bağırsak hastalığı (IBD).
- İrritabl bağırsak sendromu (IBS).
- Diş eti rahatsızlıkları
- Laktoz intoleransı
- Üst solunum yolu enfeksiyonları
- Sepsis (özellikle bebeklerde)
Hastalık Beslenmesinde Omega 3’ün Önemi Nedir?
Omega 3 asitleri vücudumuzun genel sağlığı ve beyin fonksiyonlarımızın iyi çalışması için birçok fayda sağlamaktadır. Omega-3 çoklu doymamış yağ asitlerini bazı hastalıklarda beslenme listesine eklemek gerekmektedir.
Hastalıklarda beslenme listesine Omega 3 eklemenin yararları şöyledir:
- Omega-3 yağ asiteri depresyon ve kaygı problemleri ile başa çıkmaya yarar. Bir araştırmada omega-3 takviyeleri alan insanların depresyona girme riskinin daha az olduğu gözlemlenmiştir.
- Anksiyete probleminin çözümü için gereklidir.
- Göz sağlığını geliştirmeye yardımcıdır. Omega-3 ün içerisindeki DHA asitleri retinadaki önemli bir yapısal bileşen olduğu için görme fonksiyonlarını geliştirir.
- Özellikle bebeklerde omega-3 beyin büyümesi ve gelişimi için çok önemlidir. Bebeğin omega-3 takviyesi alması için hamilelik sürecinde omega 3 takviyesi alınması hayati önem taşımaktadır. Aynı zamanda zekanın gelişmesi, sosyal becerilerin artması ve gelişimsel risklerinde önüne geçilmiş olunur.
- Bilindiği üzere Omega-3 en çok balıklardan alınabilmektedir. Sürekli balık tüketen toplumların kalp rahatsızlığı oranlarının çok daha düşük olduğu bilinmektedir. Omega-3 yağ asitleri kalp sağlığını koruyarak riskleri ortadan kaldırdığı için kalp hastalıklarında beslenme rutinine mutlaka eklenmelidir.
- Çocuklarda oluşan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinde takviye olarak verilen omega-3, bu hastalığın semptomları azaltabilmektedir.
- Omega-3, metabolizmal sendromlu kişilerde insülin direncini, inflamasyonu ve kalp hastalığı riskini azaltabilmektedir.
- Beyin işlevindeki düşüş yaşlanmanın kaçınılmaz sonuçlarından biri olarak bilinmektedir. Yüksek omega-3 takviyesi yaşa bağlı bilişsel ve zihinsel düşüşü ve Alzheimer hastalığı riskinde azaltma ile ilişkilendirmektedir.
Vücut Direnci Nasıl Artırılır?
Vücut direnci, sağlıklı yaşamın olmazda olmazları arasında yer alır. Bu yüzden vücut direncini arttırmaya özen gösterilmelidir. Vücut direncini, bağışıklık sistemi güçlendiğinde artar. Bağışık sistemini güçlendirmek için;
- Vücut, dış etkilere karşı korunmalıdır.
- Vücut direncinin azaldığını gösteren belirtiler hafife alınmamalıdır.
- Solunum yoluyla bulaşan hastalıkların önlenmesi için sigara gibi solunum sistemine zarar veren maddeler kullanılmamalıdır.
- Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durulmalıdır.
- Papatya ve ıhlamur gibi bitki çayları düzenli olarak tüketilmelidir.
- Antibiyotik, doktor reçetesi dışında kullanılmamalıdır.
- Her gün bol su tüketimine dikkat edilmelidir.
- Her yıl, sonbahar aylarında grip aşısı vurulmalıdır.
- Kötü hava şartlarında da spor muhakkak yapılmalıdır.
Bunların dışında anne sütünün bağışıklık sistemini güçlendirdiği unutulmamalıdır. İlk 6 ay sadece anne sütüyle beslenen bireyler, yetişkin dönemlerinde vücut direnci konusunda sorun yaşamaz.
Hasta Olmamak İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Hastalıklardan korunmanın en iyi yolu, bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Kapalı ortamlarda uzun süre durmak, fiziksel aktivitelerin azalması ve televizyon gibi cihazların karşısında hareketsiz fazla zaman geçirmek bağışıklık sistemini zayıflatır. Kilolu insanlar, hastalıklara karşı daha az direnç gösterir. Bunun için:
- Düzenli ve sağlıklı şekilde beslenilmelidir.
- Meyve ve sebze tüketimine özen gösterilmelidir.
- Her gün en az bir saat spor yapılmalıdır.
- Protein tüketimi ihmal edilmemelidir.
- Vücuda göre gerekli sıvı ihtiyacı alınmalıdır.
- Hastalıktan korunmak için bu noktalara dikkat edilmelidir.